Geçtiğimiz hafta Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky’ye, ABD Başkanı Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance tarafından Beyaz Saray Oval Ofis’te, onlarca gazeteci önünde yapılan nobran muamele, Devletlerarası Hukuk Normlarını alt üst eden son derece yakışıksız bir diyalog olarak tarihe geçmiştir. ABD gibi büyük bir devletin “misafir” olarak davet ettiği bir Cumhurbaşkanına, Uluslararası diplomatik nezaket kurallarına aykırı olarak cereyan etmesi, tüm dünyayı şoke edecek bir tarzda başlamış, mafyatik bir üslupta şantaj ortamında devam etmiş, toplantı sonunda da Misafir Cumhurbaşkanı, adeta kovulur gibi Beyaz Sarayı ve Amerika’yı terk etmiştir. Bu ibret alınacak ve utanç verici diyaloğu seyreden tüm insanların vicdanında bir üzüntüye sebep olmuş ABD ve Anglosakson kültürel kabalığına ayna tutulmuştur. Keşfedildiği yıllarda, İngiltere başta olmak üzere, diğer Avrupa ülkelerinden gelen göçmen kanun kaçaklarının “Yeni dünya” da denilen Amerika’yı istila ve işgal edenlerin günümüzdeki davranışının, yüzyıllar sonrasındaki torunlarının ruhunda da hortlayarak, batının geleneksel çalıp – çırpma, gasp etme, katletme, şantaj ve sömürme davranışlarının sonraki nesillere de genetik olarak yansıdığını görüyoruz. Aslında buna şaşırmamak gerekiyor. Misafire yapılan muameleyi, vicdansız kovboyların, Kızılderililere yüzyıllar önce yaptıkları insafsız vahşetin günümüzdeki en hafif derecedeki yansıması olarak görmek gerekiyor.
Yazımıza şu iki soru ile devam edelim:
Bu analizde, Ukrayna'nın savaşın ülkeyi perişan bir duruma - Rusya karşısında sürüklendiği savaşın ağır koşulları karşısında çaresizlik ve ABD nin açık şantajlı arasındaki çıkmaz sokakta sıkış(tırıl)masını ABDli zenginlerin komplosuna düştüğünü iddia ediyorum. Yani savaşın özellikle çıkarıldığı düşüncesindeyim.
Her iki soru bazında, bir analiz yapalım:
Savaşa yol açan gelişmeleri değerlendirirken, iki temel senaryo ile tezleri ele alabiliriz:
1. ABD VE KÜRESEL FİNANSAL BARONLARIN PROVOKASYONU İLE SAVAŞIN ÇIKTIĞI TEZİ
Bu teze göre, ABD ve küresel finansal sermaye elitleri, Ukrayna'yı Rusya ile çatışmaya sürükleyerek doğrudan ve dolaylı kazanç sağladı. Bu iddiamı destekleyen dört temel nokta şunlardır:
Şimdi bunları tek tek inceleyelim:
(1) Rusya’yı yıpratma stratejisi:
ABD’nin Soğuk Savaş’tan beri uyguladığı "Containment" (Çevreleme) politikası, Rusya'nın zayıflatılması için Ukrayna'nın bir piyon olarak kullanılmasını öngörüyordu.
(2) Enerji savaşları:
Avrupa'nın Rus gazına bağımlılığı kırılmak istendi ve savaş sonrası Avrupa'nın ABD'den LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) ithalatı arttı.
(3) Silah endüstrisinin devreye girmesi:
Ukrayna’ya yollanan silahlar, Lockheed Martin, Raytheon ve Northrop Grumman gibi ABD’li şirketlere milyarlarca dolar kazandırdı.
(4) NATO’nun genişlemesi:
Ukrayna’nın NATO’ya entegre edilmesi, Rusya’yı kışkırtan başlıca hamlelerden biriydi.