İçim yanıyor, neredeyse her gün duyduğum, ‘üçüncü sayfa’ adı verilen haberlerden.
Adam, kendi canına kıyıyor, ekonomik sıkıntısı yüzünden.
Bununla kalmıyor, sevgili karısını, üç çocuğunu da bu dünyadan ayırıyor.
Aklım almıyor.
Gözyaşımı tutamıyorum.
Neymiş?
Kentsel dönüşüm için müteahhit 1,5 milyon lira istemiş.
Cebinde neredeyse bu işe ayıracak beş kuruşu bile yok ki!
Nereden, nasıl bulacak?
Aksi takdirde ev başına yıkılacak!
Çareyi, çaresizlikle arıyor!
Ya da elden, yok pahasına çıkaracak evini!
Bu zamanda kiraya çıkmak kolay mı?
AYLIKLA KİRA BİLE ÖDENEMİYOR
İnşaat maliyetlerindeki artışlar, konut satış ücretlerinin yüksekliği, üretilen konutların belli bir gelir grubuna yönelik olması konut krizini derinleştirdi. Günümüz küresel ekonomisinde konut bir birikim aracı olarak ön plana çıkarken barınma ikinci plana atılmış durumda.
Konut bir finansal araca dönüştü.
Uluslararası verilere göre ödenen kira, hane gelirinin yüzde 30’unu geçmemelidir.
Ama insanlar aylık gelirleriyle bile kira ödeyemiyor.
NEYMİŞ EFENDİM
Barınma hakkı en temel insan hakkıdır.
Konut hakkı, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde Ekonomik Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde ifade edilmiş. Anayasamızda da Konut Hakkı başlıklı 57’nci maddede ‘Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler’ denmiştir.
Neymiş efendim:
Barınma hakkı, insanların güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir konutta yaşama hakkıdır.
Bu hak, Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde de yer almakta ve herkesin insana yakışır bir yaşam standardına sahip olmasını amaçlamaktadır.
AYNI ZAMANDA
Barınma hakkı, yalnızca bir çatı altına sahip olmayı değil, aynı zamanda sağlıklı, güvenli ve herkes için erişilebilir bir ortamda yaşamayı da içerir.
Bilmem yetkililere anlatabildim mi, bizi yönetmeleri için oy verdiğimiz, sorunlarımızı çözmek için işbaşı yapanlara…
Açık ve net;
Özellikle son zamanlarda çok daha belirgin bir şekilde yaşadığımız konut krizini gidermek için mutlaka bir adım atılmalı.
Başka türlü ne enflasyon düşer, ne de üçüncü sayfa haberleri yok denecek kadar azalır.
Hayat böylece daha kolaylaşır, huzur ve mutluluk ile birlikte güven de artar.
Önemli olan adımı atmak!
Bu kararı vermek şart, mağdur durumda olan insanlarımızın sorunlarını gidermek için.
Bu sorunu devlet ve belediyeler el ele vererek çözebilir, başka türlüsü zor görünüyor.
Sorunu çözenler var mı?
İddiaya göre, İzmirliler kiradan bile düşük bedelle ev sahibi olacak!
Yine iddiaya göre; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Türkiye’ye örnek sosyal konut projesi nasıl oluyor?
25 BİN SOSYAL KONUT
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın adaylık sürecindeki vaatlerinden 25 bin sosyal konut projesinin ilk ayağı olacak ‘Egeşehir Menemen Konutları’nın tanıtımı yapıldı.
Menemen’in Koyundere Mahallesi’nde 3 bin 100 konutun inşa edileceği proje büyük heyecan yarattı.
Geniş peyzaj bölümleri, güvenli oyun parkları, spor ve kültür alanları, doğa dostu yapılar ve modern altyapı ile tasarlanan yeni yaşam merkezi, 120 ay vade ve 15 binden başlayan taksitlerle hayalleri gerçeğe dönüştürecek.
Başvuru için herhangi bir önkoşul bulunmuyor.
Mayıs 2025’te temelin atılması, Mayıs 2027’de ise anahtar teslimi hedefleniyor.
Proje, ödeme kolaylığı ile dikkat çekiyor.
1+1 daireler 15 bin TL’den, 2+1 daireler 22 bin TL’den, 3+1 daireler ise 28 bin TL’den başlayan taksitlerle satışa sunulacak.
Asgari ücrete endeksli finans modeli projenin temelini oluşturuyor. Vatandaşa birinci olarak “peşin ödemelerde yüzde 10 indirim”, ikinci olarak “yüzde 30 peşinat – 120 ay vade”, üçüncü olarak “yüzde 20 peşinat - 4 ara ödeme - 120 ay vade” şeklinde üç farklı ödeme seçeneği sunuluyor.
Taksitli ödemelerde defaten toplu ödeme yapıldığı takdirde kolaylıklar da sağlanacak.
ARSAYI SATMAK YERİNE
DEĞERLENDİRMEK
Büyükşehir Belediyesi’ne ait arsayı satmak yerine halkın yararına kullanmayı seçtiklerini belirten Tugay, konutta sürdürülebilir finansman modelinin yeni konutların yapımı için kaynak oluşturabileceğini söyledi. Alanda deprem riski açısından her türlü çalışmanın yapıldığını da belirten Tugay, projenin devamı için “30 ilçemizde buna benzer projeler yapacağımızı söylemek isterim. En az 10 ilçemizde benzer rezerv alan üzerinden çalışmalar devam ediyor.
Sadece metropol değil. Şehrin her alanında sağlıklı ve dengeli, çevreyle uyumlu yaşam alanları oluşturmayı planlıyoruz. Hiçbir bölgemizi dışarda bırakmayacağız.
Altyapı, trafik, ulaşım ve kentsel dönüşümü çok önemsiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu hedeflerle ilgili somut ve tarihi adımlar atacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı