Hayatta her şeyin para olduğunu gören insanlara inanın bir anlam veremiyorum bir türlü. Günümüz insanı neredeyse paraya tapar olmuş…

Herkes sanki paranın kölesi olmuş, parayı amaç olarak görmüş paranın her şeyi satın alabildiğine inanan… Elbette ki para güçtür, ihtiyaçtır, araçtır ama her şey  demek değildir. Bazen tüm servetini bile vermiş olsan muhtaç olduğun değerler vardır hayatta… Elbette paranın önemi yadsınamaz zira paranın her şey olduğunu iddia edenlerin sayısı da azımsanamaz…

Kimileri bu uğurda tüm hayatını ruhunu bedenini ortaya koyar. Paranın vermiş olduğu egosuyla her şeyi yapmaya ağır bedeller ödemeyi kabullenirler. Çevresindeki diğer insanlara da bu duyguyu aşılayarak herkesin bir değeri olduğunu, paranın satın alamayacağı hiçbir şeyin olmadığını herkesin paranın esiri olduğunu iddia ederler…

Birde zengin hovarda erkeklerin yoksul genç kızları görünce ben bu kızı paramla elde ederim duygusu yok mudur… Kendileri paranın esiri olduğu, ruhunu bedenini para olarak gördüğü için de etraftaki her kızı da öyle sananlar… Oysa kriterleri olan, dünyanın parasını dahi verse istemedikten sonra sahip olamayacağı kızlar olduğu gerçeğini bilinçsizce yaşarlar…

Hayattaki en büyük zenginlik sağlık değil midir? Sağlığımız olmadan ne kadar zenginiz? Ne kadar mutlu? Ne kadar huzurlu? Hangimiz belli bir miktar para karşılığında gözlerimizi vererek o güzel renkli hayata ömür boyu karanlık soğuk bakmak ister?

Dünyaca ünlü zengin iş adamı merhum Sakıp Sabancı değil midir ‘Koskoca Toyota fabrikam var ama onu kullanacak oğlum yok ‘diyen ve aynı şekilde bir röportajında eşi Türkan Sabancı değil midir ‘Orta halli bir aile olsaydık ama çocuğum sağlıklı olsaydı.’ diyen… Sabancı oğluna her baktığında servetinin ne kadar boş olduğunu, her şeyin para olmadığını anlıyor çaresizliğini dile getiriyordu. Her şeyin para olduğunu düşünenler, servetine inananlar Allah’ın taktiri karşısındaki çaresizliğini göremiyordu… Servetinin gücüne hayranlık duydukları Sabancı’nın da diğer fanilerin olduğu gibi beyaz sade bir kefenle toprağa verildi…

Hayatta en büyük zenginlik sağlık, huzur, sevgi ve paylaşmaktır. Sağlığınız yerindeyse, gönül dergahınız genişse, ne kadar paylaşımcı yardımsever biriyseniz, aç kalmıyorsanız, telefonunuz borç yüzünden çalmıyorsa, geceleri yattığınızda vicdanınıza verecek hesabınız yoksa, kendinize ait dört duvar eviniz varsa, sevdiğiniz işiniz varsa, evinize haram lokma girmiyorsa, sizi gerçekten seven düşünen dostlara sahipseniz bir de hayatı seviyorsanız sizden zengini yoktur!

Özenmeyin başka hayatlara başka insanlara, bilemezsiniz hayatına özendiğiniz insanın da sizin hayatınıza muhtaç olduğunu…

Sevgili Müjdat Gezen ’in de dediği gibi; 

İlkelerin olacak seni satın alamayacaklar aptalların uydurduğu atasözlerine inanmayacaksın “paranın satın alamayacağı şey yoktur” “herkesin fiyatı vardır…” gibi sözlere kanmayacaksın onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın. Üreteceksin, seveceksin, sevileceksin, inançlarının arkasında duracaksın. Sevgilerin karşılıksız, yardımların gizli olacak. Seni attan, ottan ayıran özelliğinin farkına varacaksın. çünkü sen insansın. Ve bunu yakaladığın gün bembeyaz yaşayacaksın…