Bugun...


Leyla Liman ORUÇ

facebook-paylas
Rekabet! 04-02-2022
Tarih: 04-02-2022 10:22:00 Güncelleme: 04-02-2022 10:22:00


Eski Newton felsefesine göre olaylar bir şans eseri meydana gelirler, insan bunlara karşı hazırlıklı olup, iyi kararlar vermelidir. Ne var ki, olaylar bizim tutum ve davranışlarımızın dışında bağımsız meydana gelirler ve her birinin kendine göre küçük bir nedeni vardır. Zamanla insanların evrenin dinamik bir enerjiden oluştuğunu anlayacaklarını ve bu enerjinin hem bizleri besleyeceğini, hem de beklentilerimize yanıt vereceğini açıklıyordu. Ne var ki, şimdilik bu büyük enerji kaynağı ile bağlantımız kopuk olduğu için kendimizi zayıf, güçsüz ve yoksun hissediyoruz. Biz insanlar, bu eksiklik yüzünden, bireysel enerjimizi attırabilmek için bildiğimiz tek çareye başvurmuş; psikolojikman başkalarının enerjisini çalmanın yollarını aramışızdır. İşte bütün dünyadaki insanların uyuşmazlıklarının altında yatan bilinçdışı rekabette budur. İnsanların neden birbirlerine şiddet içinde davrandıklarını incelerim. Şiddetin insanların birbirlerini kontrol altına alıp birbirlerine egemen olma dürtüsünden kaynaklandığını biliyoruz. Fakat son zamanlara kadar bu konuyu biz içerden, bireyin bilinci açısından inceledik. Bireyin içinde neler oluyor ki, bir başkasını kontrol altına almak istiyor sorusunu sorduk. Ve şunu bulduk:

Bir insan diğeri konuşurken-ki bu dünyada her gün milyarlarca kez oluyor iki şeyden biri meydana geliyor. Birey bu konuşmanın sonunda ya kendini çok güçlü hisseder veya çok zayıf. Tabii bu aralarındaki çekişmeye bağlıdır. Eğer başarırsak ve bizim görüşlerimiz galip gelirse psikolojik övünç duyarız. Diğer bir deyişle, biz insanların ustalığımızı sergileyerek birbirimizi kontrol altına almak istememizin sebebi yalnızca dış dünyadaki somut amaçları ortaya çıkarmak değildir. Psiklojik güce duyduğumuz gereksinimdir. Diğer bilgi ise evrenin tümüyle enerjiden oluştuğunu ve kendi enerjimizle sadece bitkileri değil, başka şeyleri de etkileyip kontrolümüzün altına alabileceğimizdir. Biz insanların, bilincinde olmadığımız halde diğerlerini kontrol altına alıp hükmetme eğiliminde olduğumuz belirtiliyor. İnsanlar arasında varolan enerjiyi ele geçirmek istediğimizi bu enerjinin her nasılsa kendimizi daha iyi ve canlı hissetmemizi sağladığı belirtiliyor.

Ne var ki, biz kendimizi iyi hissettiğimiz zaman bunun bedelini başkalarının ödediğini bilmiyoruz. Onların enerjisini çalıyoruz. Çoğu insan yaşamı boyunca başkasının enerjisinin peşinde koşar. Yanlızca kendimizi zayıf hissettiğimizi ve başkalarını kontrol altında tuttuğumuz sürece kendimizi daha iyi hissettiğimizi biliyoruz. Başkalarına hükmetmenin, hükmedenin kendisini güçlü ve bilgili hissettirdiğini, fakat hükmedilenlerin hayati enerjisini emip tükettiğini açıkca görün.  Her ne kadar kendi kendimize o insanın iyiliği veya çocuklarımızın iyiliği için onlara hükmetmeye çalıştığımızı, onların iyilikleri için kontrolü elimizde tuttuğumuzu söylesek de bu hiçbir şeyi değiştirmez. Zarar meydana gelir… Diyeceğim o ki , enerjisi negatif olan insanlardan koşarak uzaklaşın hele hele ruhu bozuk, kötü çocukluk geçirmiş olanlardan derhal kaçın…

Çocuğunu büyütürken içine merhamet , ahlak ve vicdan ekleyemeyen ana babalarında tohumları kurusun inşallah… Sahiplenmek, paylaşmak erkeğe yakışır ilişkilerde.. Yalandan derdini sıkıntını anlamamazlığa gelip kendini senin enerjinle kendini beslemeye çalışanlardan jet hızla kaçın… Naçizane tavsiyeler..

(Dokuz Kehanetten alıntılar yazıya dahildir) Mutlu Kalın



Bu yazı 19728 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI