"Modern" sözcüğü Latince "modernus" sözcüğüne dayanır, "tam şimdi" anlamına gelen "modo"dan türetilmiştir. Sözcük bu anlamda "çağdaş" sözcüğü ile örtüşür. Türkçemizde “içinde yaşanılan çağa, günlere uygun” anlamını verir.

Modern olmak kişinin, kendi eylemlerini ve isteklerini töre, ahlak yönünden iyi ya da kötü bulmasını, neyin doğru ve eğri olduğuna kendi vicdanı ve mantığı ile karar verme ve doğru ve iyi olanı kendi iradesi ile çağa uygun bir şekilde yapma özgürlüğüdür. Buna insanın milli ve manevi değerlerden taviz vermeden çağa uygun olarak kendisi olması, birey olmasıdır da diyebiliriz…

Bir bakıma, modern olmak anlayışı kişiye, ülkeye, inanca, alınan eğitime göre değişen göreceli bir kavram olsa da ülkemizde modernlik denilince ne yazık ki yanlış uygulamalar sonucu farklı bir kanı oluşmuştur.

Ülkemizdeki yanlış örnekler nedeniyle gerçek modernlik neredeyse kıyafette, ilişkilerde, yaşam biçimlerinde, pek çok şeyde cesur, hesapsız ve kuralsızlık olarak yansıtılıyor. Bunların modernlikle pek de alakası olmayan ama kendilerine “serbestlik=modern insan” tanımını yakıştıran yüzlerce örneğine toplumda rastlamak mümkün.

Sosyal medyada bunları tarif eden bir yazıda şöyle deniyordu: “Bu türlerin genellikle çoğunluğu eğitimleri ne olursa olsun, ne bağlaçları düzgün yazar ne de sesli harf kullanır. Saç baş salkım saçak, mübalağasız hepsinin sosyal medya profil fotoğraflarında kafalarını geriye atmış, meşhur yukarıdan çekilmiş bir fotoğraf vardır.”

Modern kavramının ne olduğunu anladıklarını sanmadığım bu tür kadının/erkeğin yaşam biçimleri ve insan ilişkilerinden, arkadaşlarından ve ortamlarından bile ne olduğunu tahmin etmek zor değildir.

Günümüzde kendine modern diyen kadın, çalışan istediği gibi giyinip soyunan, serbestliği had safhada olan, biriyle kuralsızlığı yaşamaktan utanmayan vs. kadın olarak çıkıyor ki bu modernlikle hiçbir alakası olmayan bu durumu tartışmayacağım.

Modern olmakla ucuz olmayı, ucuz olmakla kolay ulaşılabilir olmayı yan yana koyan bu türlerin söyleminden biri de " hangi çağda yaşıyoruz" zihniyetiyle her türlü kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilkeye, hatta duyguya uygun olmayan tavırlarıyla bu türlere her yerde, her meslekte rastlamak mümkün!

Askerdeki kocasını, hastanede akşam refakatçisi olduğu sevgilisini, iş seyahatlerine giden o büyük aşkını adamın kendi evinde bile aldatıp, ortaya çıkacak olursa "sadece arkadaşız" diye savunup, ortaya çıkmazsa en masum kadını/erkeği oynamayı sürdürenleri, özgür beraberlikleri modernlik sanan, egenin sahil kasabalarında ayrı, başkentteki hak hukuk arayışlarında ayrı sevgilileri idare edip sonra hiçbir şey olmamış gibi dönenlere modern yaftasını vermekten kaçınmalıyız.

Modern kadından anlaşılan çalışan ve kendi özgürlüğünü kanıtlamış kadın ise kendi öz değerini bilen ve buna uygun, toplumun geleneklerine ters düşmeyen birey anlaşılmalıdır. Modern kadın çağdaş kadındır.  Bana göre çağdaş kadın gururlu olan, mücadele edendir. Her ne durumda olursa olsun şiddet, haksız rekabet, adaletsizlik gördüğü anda bu duruma boyun eğmeyendir. Kısaca hem kendinin hem de toplumun haklarını koruyan kadın çağdaştır. Çünkü modernlik saygın özgürlük ile eşittir. Modern dünya yalnızca zamansal olarak değil ama kültürel olarak da önemlidir ve çağa uyumlu olmalıdır.

Yazımı Türkan Saylan’ın sözleriyle bitirmek istiyorum:

‘Çağdaş kadın, kendi kararlarını kendisi veren, mutlaka ekonomik bağımsızlığını kazanmış, yani kendi geçimini kendisi temin eden, evlenmeye veya ayrılmaya kendi özgür iradesiyle karar verebilen, kocası tarafından aşağılanmayan, dayak yemeyen, çocuklarının önünde küçük düşürülmeyen kadındır.’

Biz, gerçek modern kadınlar bir kez daha durup düşünmeliyiz!