İnsanoğlunun varoluşundan bu yana fiziksel ve ruhsal tüm ihtiyaçları için geliştirdiği yöntemlerin toplamı iletişimi oluşturuyor. Hep deriz ya “yalnızlık Allah’a mahsustur.” Bu haseple ilk insanlar da bir arada yaşamayı tercih etmişlerdir. Hayatta kalmak, ihtiyaçların temini gibi birçok gereksinim için de toplu halde ve ilk önce mağaralarda yaşamaya başlamışlardır. İşte tam bu noktada iletişime dair ögelerin neyi nasıl yaptıklarının canlı bir emaresi olan mağara resimlerini gelecek nesillere ışık tutarak bıraktılar. Basit sesler, jest ve mimikler yazının ilk atası resimlerle simgeleşti. Artan dünya nüfusu gelişen, değişen toplumlar ,resim imgeleri yetersiz kalınca yazı karakterlerini keşfetti. Sümerler kil tabletlere, Mısırlılar papirüslere yazıp tarih kaydını tutmaya başlayınca medeniyet tahtasında nesiller boyu sürecek müthiş bir iletişim sıçraması gerçekleştki. Sürekli gelişen, dönüşen, yenilenen bir süreçtir bu. İnsanlığın sahip olduğu tüm kitle ileşitim araçları; sözsüz, sözlü, yazılı ortak simgelerle nesiller boyu aktarılan bilginin ilk çağdan 21. yy’a kadar tüm medeniyetlerin iletişimiyle gerçekleşen müthiş bir izdüşümüdür. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak hayatın her alanında yoğun bir mesaj ile bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz. Bu iletişim trafiğinde ihtiyacımıza yanıt veren, bizim için önceliği olanlara önem veriyor onları daha iyi kavrıyoruz. Zihnimiz adeta bir eşik bekçisi gibi bize tek yönlü olan bu bilgi akışını bir önem sırasına koyarak süzgeçliyor. Buradan hareketle kitle iletişim araçlarınını hitap ettiği hedef kitlenin kültürü, ihtiyaçları, sorunları detaylı analiz edilerek bunlara göre bir argüman geliştirilmelidir. Bugün dünya gelişen teknolojiyle global bir köye dönüşmüştür. İnternet bu işlevi yaparken insanlar içinde tüm dünyada ortak simgeler yani emojilerle adeta yeni  bir dil ortaya koymuştur. Emojilerle duygu, düşüncelerinizi anlatabilir hatta yazı bile yazabilirsiniz. Dil iletişimle, ileşitim de simgelerle sürekli ve sonsuz bir değişim içindedir. Teknoloji iletişime kaç  level ya da çağ atlatırsa atlatsın; neyi, niye, neden, ne ile, kime, neye göre söylediğin her zaman ana unsur olarak kalacaktır. “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.” Hz. Mevlana...