Bugun...


Cemal BİLGE

facebook-paylas
ARAMIZDA İYİLER DE VAR 13-02-2023
Tarih: 13-02-2023 09:40:00 Güncelleme: 13-02-2023 09:40:00


 

İnsanoğlu için genel olarak ‘kötü ve acımasız bir varlıktır’ desek de, içlerinde iyi olup bu tezi boşa çıkaranlarda var kuşkusuz.

Günlerdir adının ve teşhisinin konamadığı ağır bir hastalıkla boğuşuyorum. Öksürüyorum, ateşim var, geceleri üşüyorum, başım dönüyor, ölmüyorum yaşıyorum.

Hastalığın bulaşıcı olmadığını, sadece hasta ettiği kişiyi salladığını, sallarken de özellikle öksürük ataklarıyla çok büyük eziyet verdiğini biliyorum.

Doktorların yazdıkları ilaçların fayda edip etmediği ise belli değil. İçiyorum ama yararı oluyor mu olmuyor mu onu da bilmiyorum.

Anlayacağınız haftalardır bir illetle cebelleşiyorum, sonu nereye varacak bilmiyorum.

Sosyal medya sayesinde Mısır’da ki sağır sultan dahil hastalığımı bilmeyen kalmadı. Birbirinden kıymetli arkadaşlarımın ettikleri dua ve verdikleri moral ile bugüne geldim.

Hastalıklar, bir insanın kara gününde kimin dost olduğunu kimin olmadığını gösteren çok önemli süreçler aynı zamanda.

Sosyal medya; dostluğuna, sevgisine inanıp güvendiklerinin senden köşe bucak kaçtıklarına, hiç tanımadıklarınınsa sana uçarcasına koşarak geldiklerine tanık olduğun bir dünya.

Garip dimi? Vallahi yaşadım, billahi yaşadım. Bu dediğimi bizzat yaşadım.

Nasıl mı? İşte böyle

Lanet olası bu hastalık başıma geldiğinde iyileşip, sağlığıma kavuşmam konusunda güvendiğim tek bir isim vardı. Kim olabilir ki bu? Tabi ki hayatınızda ki kişidir.

Hastalık yüzünden günlerdir çok büyük sıkıntılar çektim. Tuvalete dahi gitmekte zorlandığım anlarım oldu. Yemek olayımsa tam bir faciaydı. Her gün bir öğünlük; kırdığım 3 ya da 4 yumurtayı yiyor, karnımı doyurduktan sonra soluğu yatakta alıyordum.

Anlayacağınız; bakım ve beslenmenin sıfır olduğu bir hastalık süreciydi benimkisi. İşte tam bu günlerde hayatı paylaştığınızı sandığınız insandan çok şey ümit ediyorsunuz.

“- Gel sana şu kritik günlerini atlatmanı sağlayacak bir şeyler yapayım. Hemşiren olayım” diyeceğini falan sanıyorsun ki; sandığınla da kalıyorsun.

Çünkü senden ve hastalığından korkan garip bir varlığa dönüşüyor hayatında olduğunu zannettiği o insan.

Hatta işi yüzsüzlüğe vuruyorsun ve diyorsun ki; “Geleyim 3 gün sende kalayım”

Karşındakinin o anda betinin benzinin attığını daha o konuştuğun telefonda hissediyorsun.

O kadar ustaca bir “Gelme” deyişi var ki, ne kırılabiliyor, ne de üzülebiliyorsun.

Geçtik O’nu.

İşte tam bu anlarında konuştuğun ama yüzünü görmediğin bir insan çıkıyor ve sana lafı evirmeden çevirmeden direkt şöyle diyor:

“- Sana hastalıkla cebelleştiğin şu günlerinde kim bakıyor?”

Diyorum ki, “- Hiç kimse”

“- Tahmin etmiştim. Şimdi beni dinliyorsun. Alıyorsun eşyalarını, atlıyorsun uçak ya da otobüse, hemen Didim’e geliyorsun. İyileşene kadar bende kalıyorsun. İyileşmeden de hiçbir yere gitmiyorsun. Sana ben bakacağım”

Şok oluyorum, şaşırıyorum, ne diyeceğimi bilemiyorum. Bütün bu hissettiklerimin de ötesinde sosyal medyadan tanıdığım ve haber amaçlı yaptığım yolculuklarımda gideceğim şehrin otogarına kadar otobüste mesajlarıyla beni bir an bile yalnız bırakmayan arkadaşımdan gelen bu teklife çok seviniyorum.

Tabi ki gitmiyorum. Çünkü hem hastayım hem O’nu rahatsız edemem. Belki benim orada olmam O’nun için rahatsızlık olmayacak fakat ben yine de bu güzel ve içten teklifi yapan arkadaşımı ‘rahatsız ederim’ düşüncesinden hareketle teklifini uygun bir dille geri çeviriyorum.

Bir tarafta sözüm ona hayatı paylaştığınız ve geleceğe yönelik planlar yaptığınız bir hanımın sizi istememiş olmasının sizde yarattığı şok ile diğer tarafta yüzünüzü görmemiş ama gerçekten sizi canı gibi kabullenmiş bir başka hanımın yapmayı istediği şu fedakarlık arasında sıkışıp kalıyorsunuz.

Siz olsanız bu durumda ne yapardınız?

Cevaplarınızı duyar gibiyim.

“- İnsan insanı kötü gününde tanır” diyorsunuz.

“- İnsan bazen kimi seveceğini bilemiyor” diyorsunuz

“- Maruz bırakıldığınız bu büyük yanlışa vereceğiniz bir doğru cevabınız olmalı” diyorsunuz.

Aklınızdan ve kalbinizden geçenleri işitiyor gibiyim.

Böyle durumlar için atalarımızın çok güzel bir sözü vardır, benimde çok beğendiğim.

Yavaş atın çiftesi pek olur

Bu yüzden ata olmuştur onlar. Dünden bugünü, bugünden yarını gördükleri için. Her söyledikleri söz altın değerindedir onların.

Bu yüzden çok severim ben atalarımı.

Sözleriyle her zaman doğruyu işaret ettikleri ve akıllı olmamız konusunda bizi uyardıkları için.



Bu yazı 14937 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI