Malum üzere Kemal Kılıçdaroğlu muhalefet bloğunu bir araya getirmek üzere altılı masayı oluşturdu. İlk etapta CHP, İyi Parti, Demokrat Parti ve Saadet Partisinden oluşan masaya daha sonra Gelecek Partisi ve Deva Partisi de eklendi. İttifakın ilk dört partisi yerel seçimlerde işbirliği yaparak İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya ve İzmir’i yani Türkiye’nin ilk altı büyükşehir  belediyesini kazandı. Yanlarına Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu alan ittifak şimdi genel seçimleri kazanmak istiyor. Akp’nin yirmi yılına muhalefet eden dört lider, son yirmi yılın ekonomiden ve dış politikadan sorumlu iki isimle hareket etmesi ciddi bir tezat, özellikle Davutoğlu’nun son dönem başbakan olduğunu düşünürsek tezat gitgide büyüyor. Ülkenin kurucu partisi Chp ve yeni kurulan İyi Parti ile Demokrat Parti cumhuriyetin kurucu felsefesine sahip çıkılmasını cumhuriyetin değerlerinin aşındırılmaması gerektiğini savunurken Ali Babacan son açıklamaları ile adeta cumhuriyetin temel dinamiklerine dinamit yerleştiriyor. Özellikle İyi Partinin “ kurucu tabanı “ için geldikleri ideolojik formasyon gereği anayasanın ilk üç maddesi Kuran ayetlerinden sonra değişmeyecek en önemli düsturken Babacan direk buraya saldırıyor; ilk üç maddeyi tartışmaya açıyor. 

  Cumhuriyet kalesinin kapısı olan ilk üç maddenin kilidi olan anayasanın dördüncü maddesi şöyle diyor. 

“ MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”  Kapıyı zorlayıp kilidi kırmaya çalışan Babacana halkta tepkiler büyük. Yine aynı Babacan Türk ordusu “ kimyasal silah kullanıyor “ iftirasını atan  Fincancıyı ziyaret edip destekliyor.  Son kalan topraklarımızda “cumhuriyet “ yeniden vatan kurmak için iskan ve Türkleştirme politikaları kapsamında boşalan Ermeni ve Rum köylerinin ismini değiştirirken Babacan buna da karşı çıkıp köyünün ismini rumca ifade ediyor. Tıpkı Serok Ahmetin  “ norşin norşin diye ortalıkta dolandığı gibi. 

    Tanzimat fermanı hatta daha öncesi ile başlayan yüzyıllık cumhuriyetin kuruluş sürecinde  ve cumhuriyet ile yaşadığımız yüzyılda beynine siyasal İslam virüsü bulaşmış tarikat ve cemaatçı yapılardan çektiğimiz kadar hiç kimseden çekmedik. Biz Türk milliyetçileri tam bağımsızlık mücadelesi veren Mustafa Kemal ve arkadaşlarını savunurken onlar İngiliz Muhipleri kurucusu İskilipli Atıfı savundular, biz cumhuriyet aydını Halil İnalcık hocayı rehber alırken onlar Fesli Kadiri dinlediler, biz Şehit Kubilay’ın yasını tutarken onlar katillerini savundular.  Biz cumhuriyet savunucusu Türk milliyetçileri “ ne Amerika ne Rusya “ derken siyasal İslamcılar rüzgar gülü gibi her yana yaltaklandılar. 

   Türkiye için hiç bir siyasi mücadele vermeden yıllarca Türkiye’yi yöneten, cumhuriyetin kazanımlarıyla vekil, bakan, başbakan olan ama cumhuriyetin temel değerlerine “ İngiliz anahtarıyla “ saldıran Babacan ve Davutoğlu’ndan Türk milleti yorulmuştur bilginize…