Bugun...


Hayrettin ERTEKİN

facebook-paylas
ATATÜRK MODELİ İLE TÜRKİYE… (2) 30-06-2022
Tarih: 30-06-2022 09:49:00 Güncelleme: 30-06-2022 09:49:00


Sovyetler Birliğinin dağılmasının yarattığı panik ortamında yaşanan Yugoslavya iç savaşı da benzeri bir dağılmanın önünü açmış ,bu aşamada Çek Cumhuriyeti ile Slovak devleti birbirlerinden ayrılmışlar ama daha sonraki koşullarda hiçbir ulus devlet kendi milli sınırları içerisinde yaşamakta olan etnik ya da dinsel grupların ülkeden koparak, ulus altı yeni bir eyalet devleti oluşturmalarına izin vermemiştir.

Böylece ,batılı merkezler tarafından geliştirilen ısrarlı kopma senaryoları sonuç vermemiş ve ulus altı bölgecilik senaryoları ile yeni küçük devletçikler yaratılamamıştır .

Küresel sermaye , kendi tekelci şirketlerini büyütürken , ulus altı bölgecilik oluşumlarını etnik kışkırtmalar ya da mezhepler arası din savaşları ile geliştirerek sonuç almaya çalışmıştır .

Ne var ki , çeyrek asırlık bir zorlama dönemine rağmen istenen sonuçlar elde edilememiş ve bu doğrultuda kullanılan ulus altı bölgecilik ya da mikro milliyetçilik hiçbir işe yaramadığı gibi , küresel emperyalizmi zorlayan batılı büyük devletlere ve siyasal merkezlere yönelik tepkileri artırmıştır .

Sınır aşan bölgelerde yeni devletleşme planları doğrultusundaki mikro milliyetçilik, ya da mikro bölgecilik akımları bir aşamadan sonra sonuç vermeyince , tepkilerin giderek tırmanması üzerine küreselleşme karşıtlığı çizgisinde yeni bir ulusalcılık akımının doğmasına neden olmuştur .

Küresel emperyalizm mikro milliyetçilik akımlarını örgütleyerek mikro bölgelerde yeni eyalet devletleri yaratamayınca , oyun tersine dönmüş , hedef alınan ulus devletlerin merkezi yapıları bu tür saldırılara karşı toparlanarak ,yeniden güçlenmişler ve emperyalist devletlere karşı daha kuvvetli bir ulusal savunma sistemine yönelmişlerdir .

​Avrupa ulus devletlerinde Avrupa Birliği oluşturabilmek için, kıtasal bir oluşum doğrultusunda ulus altı bölgecilik emperyalist merkezler tarafından desteklenmiş ama çeyrek yüzyıllık bir dönemde bir türlü istenen sonuçlar alınamamıştır .

Ulus altı bölgecilik başarısız kalınca , bu durumun doğal sonucu olarak ulus üstü makro bölgecilik akımı da sonuçsuz kalmıştır .

Şirketler küreselleşirken , devletlerin ulusallıktan uzaklaştırılmaları hedeflendiği için , mikro milliyetçilikler ile mikro bölgecilik üzerinden küçük eyalet devletçiklerine doğru bir yöneliş organize edilmeye çalışılmış ama, ulus devletlerin başkentlerindeki devlet yapıları direnerek kendilerini koruyunca ,bu tür emperyal planlar teker teker çökmüştür…

Avrupa’nın ortasında yer alan beş büyük eski sömürgeci ulus , mikro bölgecilik ve milliyetçilik üzerinden parçalanamayınca ,Avrupa Birliği gibi makro bölgesel bir yapılanma kıtasal oluşum olarak duraklama göstermiştir .

Yüzyıllarca kendine bağlı sömürge imparatorlukları yönetmiş olan büyük ulus devletler , bir makro bölgecilik projesi olan Avrupa Birliği yolunda kültürel haklar üzerinden mikro bölgeciliğe teslim olmayı kabül etmemişler ve kültürel hakların ulusal birlik düzeni ile üniter devlet yapılarını parçalamasına izin vermeyerek , ulusal devlet modelleri doğrultusundaki ülkesel alan bütünlüğüne sonuna kadar sahip çıkmışlardır .

Mikro bölgeciliğin iflas etmesiyle kıtasal oluşum yolunun önü kapanınca , Avrupa Birliği adı verilen makro bölgecilik ya da kıtasal devletçilik hedefi de geçerliliğini yitirmiştir .

Ne var ki , ABD merkezli küresel şirketlerin bütün dünyayı ekonomik hegemonyaları altına almaları yüzünden , Amerika Birleşik Devletlerine karşı çıkabilecek bir Avrupa Birleşik Devletleri yaratma hedefi , gene korunmuş ve bu doğrultuda bölgeselleşme arayışı sürdürülmeye çalışılmıştır .

Bir büyük hegemonik güç ya da süper emperyalist olarak ABD’nin dengelenme ihtiyacı, Avrupa kıtası çerçevesinde bölgeselleşmeyi öne çıkarmıştır .

Beş yüzyıl dünya kıtalarını sömürge imparatorlukları ile yöneten Avrupa’nın büyük devletleri bu imparatorlukların tasfiyesinden sonra içine düştükleri küçülme olgusunu , kıtasal düzeyde bölgeselleşerek aşmaya çaba göstermişlerdir.

Soğuk savaş sonrasında bu yüzden Avrupa Birliği projesi kendiliğinden devreye girmiş ama mikro bölgeciliğin küresel emperyalizm tarafından desteklenmesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştır .

Makro düzeyde bölgecilik arayışının en somut örneği olarak, Avrupalı devletleri birleştirmeyi hedefleyen Avrupa Birliği oluşumunu görmek mümkündür…

 



Bu yazı 1771 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI