Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
BEKLENTİLER BOŞA ÇIKTI
Tarih: 18-06-2019 09:18:00 Güncelleme: 18-06-2019 09:18:00


İstanbul'un Belediye Başkan adaylarını  televizyon programında dinledik.

Ne Moderatör'ün programı yönetim tarzı, ne de adayların açıklamaları kamuoyunun beklentilerini karşıladı.

Saatlerce televizyonları başında iki adayın İstanbul için neler yapacağını bekleyen ve ona göre tercihini belirleyecek olanlar, yani seçmenler bir şeyler duymak istedi. Ama maalesef vatandaşlar sıradan ve içeriği tatmin edici olmaktan uzak bir programı izlemekle kaldı.

Sonuçta iki Adayımız da rakibine nazaran şu veya bu şekilde öne geçmiş olmadı.

Esasen İstanbul seçmenini böyle bir programın sonucu belki arzu edilen şekilde etkilemeyecekti. Ama bu kadar da etkisiz olması asla beklenemezdi.

Bunun sebebini şöyle yorumlamak mümkündür:

1-Ekrem İmamoğlu hemen hemen her gün dile getirdiği seçimin iptal sebebini kendine göre yeniden uzun uzun anlatarak işe başladı. Bu izahların seçmeni etkileyecek tutarlı iddialar olmadığını herkes dile getiriyor.

2-Binali Yıldırım oyların kim tarafından çalındığı sorusuna yine cevap vermek zorunda kaldı. " Benim oyum başkasına yazılmış. Bu ortaya çıktı. Hırsızlık değil de nedir? " gibi çok geçerli bir izah yaptı.

3-Ekrem İmamoğlu heyecanlı, hevesli, ama çok iddialı olarak talip olduğu bu seçimden galip çıkarsa sadece popülist bir yaklaşımla halka ufak tefek sayılacak yardım vaatleriyle taraftar kazanmayı amaçladığını bir kere daha ortaya koydu. Öğrencilere burs verecekleri vadinin ise yasal olarak mümkün olmadığını Binali Yıldırım açıkladı.

4- Ekrem İmamoğlu'nun vaatlerinin hemen hemen tamamı ya Belediyelerle alakalı yasalar itibariyle imkansız ve tartışmaya açık, ya da Belediye Meclisindeki azınlıkta sayılan bir Parti Grubu ile  gerçekleştirmesi mümkün olmayan vaatler idi.

5-İki Adayın da İstanbul'un mega projeler konusunda söyleyebileceklerine dair beklentiye sadece Binali Yıldırım değinebildi. Başbakanlık yapmış tecrübeli Politikacı  hesap kitap konusunda rakibine büyük fark yapabilecek imkana sahip iken, maalesef programın Moderatörü işi bu açıdan tartışmaya açabilme kabiliyetini gösteremedi.

6-Binali Yıldırım pek fazla derinlemesine tartışılmayan Belediye'nin paralarının bazı Vakıf ve Sivil Toplum Kuruluşlarına peşkeş çekildiği şeklindeki iddialara  net olarak; "Belediyeler böyle para yardımları yapamaz. Kanunen mümkün değildir. Bu konu saptırılıyor. " diye izahta bulundu. Yani uzunca bir zamandan beri bu yolda ileri sürülen iddiaların tamamen " YALAN olduğunu söyledi. İmamoğlu'nun buna karşılık iddialarında ısrar edemediği görüldü.

Tarafların programda  bir çok meseleyi ele alış biçimleri hakkında epeyce  yorumlar yapılacaktır. Bu yorumların seçime hiç bir etkisi olmayacaktır.  

Programın asıl tartışılacak yönü  teknik ve içerik olarak kurgulanışının son derece kötü olmasıydı.

Stüdyo berbat bir şekilde ve sanki acelecilikle hazırlanmıştı. Konuşma süreleri 3'er dakika gibi son derece kısa zamana sıkıştırılmıştı. Her iki Adaya da aynı soruları sormak, benzeri programların en kötü formatlanma biçimidir. Meslektaşımızın bunu bilmediğini söylemek doğru olmaz. Ama, meslektaşlarımızdan İsmail Bey'in korkarak bu yayını kabul ettiğinin açıkça görüldüğünü maalesef söylemek durumundayız.

Yıllarını televizyonculuk mesleğine vermiş, son yıllarda yüzlerce programa moderatörlük yapmış ya da tartışma programlarında  konuşmacı olarak yer almış bir meslek adamı olarak, bu programın İstanbul için çok önemli bir hizmetin ifası sayılacak hiç bir özelliğini ortaya çıkaramadığı söyleyebilirim.

Değerli meslektaşımız İsmail Küçükkaya  yerine bir başka arkadaşımız bu programı sunsa idi asla bu kadar kötü sonuçlanmayacaktı.

Mesela ilk olarak böyle bir programı gündeme getirip teklif eden meslektaşımız Didem Arslan Yılmaz sunsa idi herhalde kamuoyuna daha da etkili bir kanaat yolu açabilirdi.

Uğur Dündar'ı ise hiç tartışmasız en ehil gazeteci olarak ben de anmak istiyorum. O'nun bu programı reddetmesine yol açan sebepler haklılığını göstermiştir. Şahsen  bana böyle bir programı yönet deseler ben de kabul etmezdim.

Programın en başarılı tarafı iki Adayın Eşleri değerli Hanımefendiler olmuştur.

Bayan Yıldırım ve Bayan İmamoğlu oraya kadar geldikleri halde program sonunda stüdyoda topluca fotoğraf vermeyi reddetmişlerdir.

Sonuç:

Bu programdan iki taraf da beklediği faydayı elde edemeyeceklerdir. Zaten İstanbul seçmeni oyu cebinde hazır beklemektedir. Geçen seçimlerde sandığa gitmeyenler de bu yenileme seçiminde oyunu kullanacak bu konuyu Türkiye gündeminden düşüreceklerdir.

Göreceğiz ki, seçimde Adaylardan birisi epeyce bir farkla seçimi kazanacaktır.

Televizyon programından beklentilerin boşa çıkması, seçmenin parti ya da fikir değiştirmesine yol açamayacağı için değil, beklentileri boşa çıkaracak ölçüde etkili olamayışındandır. 

Her şeye rağmen;

Demokratik hayatın  olgunlaşması açısından böyle bir programın gerçekleştirilmiş olabilmesi de önemli bir aşamadır.

 



Bu yazı 7367 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI