Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
DEMOKRASİ'NİN SEYRÜSEFERİ
Tarih: 02-07-2019 10:36:00 Güncelleme: 02-07-2019 10:36:00


Demokrasinin tarihi ta Antik Yunan'a yani yüzyıllar ötesine dayanıyor.

Bizde ise 1946 ve sonrasına. Yani esasen 1950'lere.

Kaç yıl olmuş? 

Topu topu 69 yıllık bir geçmişi var.

Aslına bakarsanız o kadar da yaşatılamamış.

Arada rafa kaldırdığımız yıllar olmuş.

Demokrasiyle iktidara getirdiğimiz Yöneticileri bir gece baskını ve askeri darbe sonucu iktidardan indirmişiz. En kötüsü de Başbakan  asmış, darağacında Bakanları sallandırmışız.

Sil baştan demokrasi oyununa başlamışız. Kör-topal bir düzene çevrilmiş ülkemiz.

Aradan 11 yıl geçmiş,(1971) bir askeri darbe daha yaşamışız. Kansız olduğuna sevinmişiz.

Sonra;

Bir celsede mensubu olduğu partiden istifa edip " BAĞIMSIZ " hale gelen bir Senatörü Başbakan yapmış, Amerika'dan Ekonomi Bakanı ithal etmiş, şimdiki gibi Parlamento dışından bir kabineye ülkeyi teslim etmiş, sonunda zar zor cici demokrasimize yeniden kavuşmuşuz.

Bizim cici demokrasimiz,  bu yeni duruma da sadece 9 sene dayanabilmiş.

Tarafsız (!) Senatörün bile bir anarşist katliamıyla hayatını kaybettiği çok karanlık günler yaşanmaya başlamış.

Türkiye çok büyük bir anarşi ve terör girdabında yeni bir askeri darbeye zemin hazırlamış ve 1980 12 Eylül’ünde  Paşalarımız düdüğü çalmış, oyunu durdurmuşlardır.

Halen çoğunlukla onların hazırlattığı Anayasa kitabına göre siyasi amel eden Yöneticilerimizle idare ediliyoruz.

Arada 28 Şubat gibi demokrasi kitabının hiç bir sayfasında bir satır da olsa yer almayan, moda tabiriyle " Postmodern Darbe" yaşamış ve esasen o tarihte demokrasinin ırzına geçmişiz.

İkibinli yıllara gelindiğinde rövanşist bir siyasal akım Türkiye'de iktidar olmuş, düzeni tümüyle tamir etmeye soyunmuştur.

Büyük ekonomik sıkıntılar ve çözülmesi çok zor problemleri bu yeni rövanşist ekip kökten ülke gündeminden çıkarmayı kısmen başarmıştır.

Kısmen diyorum; çünkü hemen aklıma bizim " Cici Demokrasi " ve arkasındaki halkın hiç bir zaman ülkeyi teslim etmediği müzmin muhalefet geliyor.

Türkiye'nin yaşadığı demokrasi ayıplarının güç kaynağı bu Muhalif kanat kendisine yeni bir iktidar yolu aramaya devam ediyor.

Son Belediye seçimleri işte böyle bir yol olarak önümüzde gözüküyor.

Peki bu müzmin muhalefet kazandığı belediyeler sayesinde kendisine bir iktidar şansı oluşturabilecek mi?

Hiç sanmıyorum, hiç ihtimal vermiyorum, hatta hiç düşünmek bile istemiyorum.

Neden?

Çünkü, Türk demokrasisi defalarca kendisine kastetmiş bir tekelci anlayışa teslim olmaz da ondan.

Çünkü Millet ve demokratik hayat, bu kadroya elini verse kolunu kurtaramaz da ondan.

Kurtarmasın ama, bu ülkeyi, hatta bir İstanbul'u bile dürüstçe yönettiklerine dair bir örnek yoktur da ondan.

Henüz İstanbul'a bir karmaşık ittifakla Belediye Başkanı yapabildikleri ve  ne derece başarılı olacağı henüz bilinmeyen  o seçtikleri Başkanı hemen Cumhurbaşkanı yapacaklarını açıkça dillendirenlerin ne kadar demokrat oldukları da bu temayüllerinden ve tutumlarından anlaşılıyor da ondan.

Türkiye'nin siyasi haritasıyla bu derece oynayan ve ülke sorunları hakkında yıllardır sadece darbe planları ya da darbe şakşakçılığı yaparak ülke yönetimini belli bir süre ele geçirenlerin, demokrasi adına yaptıkları herhangi bir eylemlerine rastlamak imkansız iken, hep demokrasiden bahsetmeleri tam da bir aldatmaca değil mi?

Milletin açtığı krediler sıkı sıkıya takip ediliyor. 

Türkiye eski Türkiye değil. Millet her şeyi günü birlik hatta saat saat takip ediyor.Bu yeni dönemde siyasi vaatlerin ne derece gerçekleştiği dikkatle izlenecektir.

Şöyle veya böyle, Türk Demokrasisinin yeni serüveni ve Türk Milletinin son imtihanı 

bakalım nasıl sonuçlanacaktır. 

İnşallah dedikleri gibi " Her şey çok güzel olur "

 



Bu yazı 6868 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI