Türkiye neredeyse yıllardır her gün televizyon ekranlarında saatlerce aynı plağı çalan ve hiç bir değeri ve toplumda da hiçbir karşılığı olmayan görüşleri tekrar tekrar izlemeye mecbur bırakılıyor.

Sonra da diyorlar ki; " Efendim kapatıp başka kanala geçin " 

Peki bu can sıkıcı yayınların konuları ne ona bir bakalım.

1- Cumhurbaşkanı Adaylığı (Seçimi değil, ADAYLIĞI) meselesi çok değerli programcı arkadaşlarımızın her akşam aynı kişilere yorumlattığı konuların başında geliyor. Sanki hemen bir iki ay sonra seçim olacakmış gibi, " Kimin Cumhurbaşkanı Adayı olacağı " tartışılıyor. Tartışılıyor ama sadece Muhalefet kanadı adına yapılıyor bu tartışmalar. Diğer tarafın Adayı belli çünkü.Her gün aynı aday tartışmalarını izlemekten Millete gına geldiğini onlara kimse söylemiyor.

2- Bir bayan Milletvekili'nin Kandil dağında misafiri olup aşk yaşadığı teröristle fotoğrafları ortaya çıkınca " Sureti Haktan gözükme adına  " televizyonların vazgeçilmez Hukukçusu gevezenin teki her akşam yaptığı " Aynı hukusal bıktırıcı "konuşmalardan birini daha yapıyor ve herkesten farklı olarak meseleyi " Aşındırma " eylemine soyunuyor. Kendine göre bazı kesimlerin sempatisini veya " Vekaletini " koparma adına yaptığı bu çıkarcı tutumunu her konuda sürdürüyor.Hırsla, öfkeyle bir gün bir taraftan öbürgün başka taraftan yana olma " Şeytanlığıyla " bu şöhreti kazibesini belli ki Dolar'a tahvil ediyor.

İnsanlar da, " Yahu memlekette bu adamdan başka Hukukçu mu yok? Yıllardır bu adamı dinlemeye mecbur muyuz? Yoksa programlara çıkmak için para falan mı veriyor?" diye tartışıyor.

3- Televizyon yayıncılığı ve Gazetecilik adına "Türkiye basın-yayın tarihinin en tiksindirici " devrini yaşadığı konuşuluyor. Bir kesim İktidarın, diğer bir kesim ise hiç de hoş ve uygun karşılanmayan biçimde sürekli Muhalefetin düdüğünü çaldığı konuşuluyor.

Bu değerlendirmeler benim şahsi değerlendirmem ve yorumum da değil. Sokakta, orda burda konuşulanlardan bahsediyorum.

Türkiye'de insanlarımızın bu çirkin medya faaliyetleri, yanlı ve alabildiğince haktan,hakikatten kopuk, sadece belli siyasi parti ve kuruluşlar lehine olmak üzere yapılan yayınlardan adeta nefret etmeye başlamış durumda.

Bu son derece yanlı, haktan ve hakikatten uzak yayınların vatandaşlar arasında derin görüş ayrılıklarını değil sadece, toplumsal huzuru da olumsuz etkilediği görülüyor.

Demokrasiyi ve kurumlarını aşındıran, hukuku perişanlık ve zavallı bir çıkarcılık müessesesi olarak gören ve sadece kendi çıkarı için çaba sarf eden ünvanlı kişilerin siyaseti de bu çıkarları uğruna istismar etmesine fırsat veren tüm yayın kuruluşu Yetkilisi dostlarımı kınamak geliyor içimden.

Diyebilirsiniz ki, " Kınasan ne yazar? Onlar bildiğini okumaya devam ederler.Çünkü ciddiyetleri konusunda bir kaç kişiyi bile ikna edemedikleri için hep aynı adamlarla saatlerce kafa ütülemeyi tercih edeceklerdir.Hatta buna da mecburdurlar. Çünkü bu bir İTİBAR meselesidir." 

Yorumunuz böyleyse bendeniz de aynen katılırım.

Bu gece gündüz kafa karıştıran ve aslında kendi kafaları karışık kimi medya figürlerinin aslında topluma yararlı hiç bir işlerini, milleti aydınlatıcı objektif ve yararlı hiç bir eylemini görememekten son derece üzülüyoruz. Ama elden gelen bir şey de maalesef yok...