Biliyor musunuz?
Bu ülkenin öz evlatları Dünya Savaşlarının olduğu o yokluk günlerinde "UÇAK" yaptı.
Atatürk'ün emriyle bir fabrika kuruldu bu ülkede!
Biliyor musunuz?
Bu ülkenin öz evlatları tamamen öz varlıklarıyla çok değil 60 yıl önce "YERLİ OTOMOBİL" yaptı bu ülkede!
İnanmışları ve bu yüzden başarmışlardı!
Peki, nerede o uçaklar, otomobiller?
İçimizdeki başkalarına uşaklık eden hainler yüzünden seri üretime geçilemedi!
Hani hep diyorum ya
"TARİH BİR MİLLETİN HAFIZASIDIR! TARİHİNİ BİLMEYEN MİLLETLER HAFIZASINI KAYBETMİŞ İNSANLARA BENZER
ONLARA BAŞKALARI YÖN VERİR!" 
Onları başka akıllar koyun gibi güder!
Gene bazıları "Hamaset!" diyecek biliyorum ama birazcık okusanız, birazcık araştırsanız; bu ülkenin yetiştirdiği binlerce yerli büyük beyinlerin var olduğunu ve her devirde bunların çalışmalarını efendilerinin emriyle  engellemekle görevli bir avuç satılmışın varlığını görürdünüz.
Sonra da çıkıp ortalığa
" Bu ülkeden ve bu ülke insanından bişey olmaz!" diyerek kendi memleketini aşağalayan bir avuç aşağılığın var olduğunu anlardınız.

Okudukça "Yahu ben ne cahil bir insanmışım!" diye hayıflanıyorum.
1. Dünya Savaşı sonrası belimizi bir türlü doğrultamamışız.
Oysa iki Dünya Savaşı yaşamış Almanya, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine adeta Allah "Yürü ya kulum!" demiş.
Ama onlar Gavuurrr
Bunun inançla, etnisiteyle değil akılla, bilimle alakası var.
O ülkeler kafayı çalıştırmış ve geleceğin ekonomisinin ve kalkınmanın öyle domates patlıcan satmakla güçlenemeyeceğinin farkına varmışlar. 
Bunları işletecek fabrikalar kurmuşlar.
Tıpkı günümüzde olduğu gibi bize "Siz ekin, biçin" demiş sonra da ürünümüzü üç kuruşa elimizden alıp; fabrilarında salça, ketçap, konserve yapmış bize yirmi misli fiyata geri  satmışlar. 
Yetmemiş; o ürünlerin satışı için yollar, yolların yapımı için çimento, demir fabrikaları kurmuşlar. 
Yetmemiş; daha hızlı hizmet için havaalanları ve uçak fabrikaları kurmuşlar. 
Yani dostlar, onlara Allah yürü dememiş, kendileri yürümüşler.
Biz de yılın 5 ayı çalışmış, üretmiş 7 ayı yatmışız.
Tembellik iliklerimize işlemiş ama bunda yine onların payı yadsınamaz.
"Uyu!" demişler, biz uyumuşuz.
Arada birileri gözünü açınca ortalıkta dolaşan onların bekçileri o zavallı insanların işlerine taş koymuş, bakmış ki dinlemiyor; ÖL-DÜR-MÜŞ!
Tarihin sayfaları böyle olaylarla dolu ama okumak lazım, merak etmek lazım, araştırmak lazım!
Hanımlar, Beyler!
Öyle yakaya Atatürk rozeti takmakla ATATÜRKÇÜ olunmuyor.
Bilimi inkar ederek alnını secdeden kaldırmamakla da Müslüman olunmuyor!
Atatürk bizzat kendisi köylünün ayağına gidip ona usül, erkan öğretmiş.
Kutsal kitabımız Kur'a-ı Kerim'in ilk  Ayeti "OKU!" dur ve "ilim Çin'de olsa arayıp bulun!" der.
Merak etme, okuma, araştırma sonra ordan burdan duyduğun yalan yanlış şeyleri çok bilmiş gibi başkalarına sat!
Bu vebaldir ve kimse Yaratan'a bunun hesabını veremez! 
Şimdi biri bana söyleyebilir mi
"Ne alaka kardeşim biz çalışkan, Tarihine, kültürüne bağlı bir milletiz!"

Böyle diyerek uyanmamak için direniyoruz sadece.
Biz sürekli Batı'ya bakan ve onu taklit eden uydu bir millet olmaya doğru gidiyoruz.

TEZ ZAMANDA FABRİKA  AYARLARIMIZA DÖNMEZSEK Korkarım artık "Millet" olma vasfımız bile elimizden gidecek.
Allah korusun

Not:
Bu konuyla ilgili birkaç bölümlük bir yazı dizisi paylaşacağım umarım okursunuz. 

Saygılarımla