Bugun...


İBRAHİM ORTAÇ

facebook-paylas
Üniversite Sıralaması (1)
Tarih: 22-04-2024 12:41:00 Güncelleme: 22-04-2024 12:41:00


Son dönemlerde dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında 80’ci olan İsviçre’nin Zürih Üniversitesi THE (Times Higher Education World University Rankings) sıralaması sonuçlarının gerçeği yansıtmayan, sahte teşvikler yarattığını belirterek dünya sıralaması için artık veri sağlamayacağını açıklayarak sıralamadan çekilmiştir. Zürih üniversitesi haklı olarak “Sıralamalar genellikle üniversitelerin ürettiği bilginin içeriğinin kalitesine öncelik vermek yerine ölçülebilir çıktılar olarak yayın sayısını arttırmaya odaklanmasına yönelik teşvikler yaratmaktadır” gerekçesini sunarak sıralama değerlendiricilerine kötü notlar veren ve sayıları giderek artan küresel eğitim ağır topları listesine katılmıştır. Zürih (SWI swissinfo.ch'a yayını) aynı zamanda QS, Shanghai, US News ve World Report gibi "diğer uluslararası sıralamalarla devam edip etmemeyi düşündüğünü" de eklemiş ve ‘şimdilik’ THE ile çalışmama kararı aldığını açıklamıştır.

Dünya üniversite sıralamasını 1980’li yıllardan sonra uluslararası öğrenci hareketliliği artınca pek çok öğrencinin nerede en iyi eğitim göreceğine karar verirken üniversite sıralamalarını incelemesini fırsat bilerek eğitimi paralı hale getiren İngiltere ve ABD üniversiteleri başlattılar. Bu konuda Londra merkezli Times Higher Education (THE) sıralama kriterleri belirleyerek ölçümlerini yapma yoluyla üniversiteleri yayın, atıf, Nobel ödülü alan elemanları vs. gibi çoğu üniversitenin zor sağlayacağı ölçütler ortaya koydular. Ayrıca zaman içinde değişik ölçüm kuruluşları bu işi gelir kaynağı durumuna getirerek değerlendirdikleri üniversitelerden değerlendirme karşılığı para almaya başladılar.

Bu konuda 05 09 2007 tarihinde yazdığım “Türk Üniversiteleri ilk 500 Sıralamasına Girebildi mi?” (Ortaş, 2007) başlıklı yazımda bilimsel olarak hangi başarıları göstererek ilk 500 sıralamasının içinde 5 üniversitemizin sıralamada kendilerine yer bulduğunu sorgulamıştım. Yazıma yeniden baktığımda THE kuruluşunun üniversitelere çok pahalı olan raporlarını aldırttığını ve bazı üniversitelerin sıralamada kendine yer bulmak için şirketler ile ilişki içinde olduklarını belirtmişim.   Maalesef geriye doğru baktığımızda THE ve QS gibi kuruluşların tamamen ticari amaçlı çalıştıkları görülüyor. Yaptığım analizlerle sık sık bazı üniversitelerin sırlamalarının sık değişimlerini başlangıçta anlayamamıştım. Üniversite sırlamaları konusunda kafa yoran, önemli çalışmalar yapmış değerli bir hocamızın ifadesi ile THE ve QS gibi şirketler "ürün" sattıkları üniversiteleri sıralamalarda hızlıca yükseltip birkaç yıl sonra tekrar geri sıralara indirdikleri biliniyor” diyor. Ancak bütün ölçütler geçeğin farklı oluğu sahadaki yansımalarından anlıyoruz. 

Zürih Üniversitesinin ve benzeri gelişmiş üniversitelerin haklı olarak gündeme getirdikleri gibi ölçülen yayın, atıf ve öğrenci sayılarından çok üniversitenin felsefi duruşu ile sanat, bilim ve toplum hizmetleri düzeyleri daha önemli olmalı. Asıl olan doğaya ve insana ilişkin bilinmezlikleri deşifre etmek, bilgi üretmek ve toplumun yaşam standartlarını yükseltecek aydınlatıcı bilgi paylaşımıdır.

Diğer taraftan ülkelerin giderek farklılaşan kişi başı ulusal gelirleri, üniversitelere ayrılan bütçeleri ve bilime bakış açıları bazı üniversiteleri çok güçlendirirken, hâlen kütüphanesi olmayan, alt yapısı oluşmamış üniversiteler arasında yaratılmış olan yarıştan geriye düşmeme durumu gelişmekte olan ülkelerin üniversiteleri üzerinde baskı kurmaktadır. Eğitimin ve araştırmanın önemi artıkça Türkiye dâhil birçok ülke yurtdışına öğrenci göndererek yeni bilgi edinme ve teknoloji geliştirme peşinde koşmaktadır (Ortaş, 2022; Türkiye Üniversiteleri Olgusu). Batı ülkelerince gelişmiş üniversitelerinin bacasız fabrikalar olarak değerlendirilerek paralı eğitim sunmaları hizmet alanları seçici olmaya zorlamaktadır. Hangi ülkenin hangi iyi üniversitesine gideceklerini seçen öğrencilerin ve araştırmacıların yanı sıra üniversitelerin sıralamadaki yeri de ayrıca önemsenmektedir. Diğer taraftan üniversitelerin kendi içinde karşı karşıya olduğu sıralama kuruluşlarının yaptığı sıralamaların talep ettiği; akademik makale sayısı, atıf sayısı, uluslararası ilişkiler Nobel ve diğer ödül alan bilim insanı sayısı farklı kriterleri sağlamak için yeni önlemler almaya iten, zaman tüketici, pahalı uğraşılar.

İşin Aslı Nitelikli Bilim İnsanı ve Akademik Yeterliliği Olan Öğrenciye Sahip Olmaktadır. Ancak şu gerçek ki, bütün itirazlarımıza rağmen üniversitelerimizin dünyadan kopmaması ve ülkemizin kendi ağırlığına yakışır sayıda araştırma ve eğitim kalitesi yüksek, nitelikli akademik kadroları olan, akademik başarısı yüksek öğrenciler tarafından tercih edilen üniversitelere sahip olması gerekmektedir.



Bu yazı 647 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI