Evin reisi kimdir desek, yıllardır aynı cevabı alırız. Babadır!

Hadi bakalım bu yazıda reisimiz baba olsun, mesela!

Genellikle tipik, dar görüşlü, çağa uyamamış, kim bilir belki de kendi geçmişiyle, hatta çocukluğuyla hesaplaşamamış babalar evin reisi olunca kendi düşüncelerine ters düşünce ve davranışlara tahammül edemez, egolarını okşamayan her şeye tepkileri ya emir olur ya azar ya da şiddet! Çoğu insan aşinadır “kapatın çenenizi, oturun oturduğunuz yerde!” cümlesine…

Ne ala!

Şunu yiyeceksin, şunu içeceksin, şunu giyeceksin, şunu diyeceksin bunu sakın ha sakın demeyeceksin!

Ben istedim mi izin verdiklerim sokağa çıkacak istemediklerim kırıp dizini oturacak!

Ben istedim mi eve virüslü virüssüz misafir gelecek, odalar dolsun ev şenlensin diye değil, reisimizin harcamalarına katkı olsun yeter…

Evdeki kadınların zaten Allahı bir erkeklerle! Onlar iyice haddini bilsin, ya çocuk doğursun ya temizlik, yemek, çamaşır ve cariyelik!

Yok canım laf demeyin benim evimin reisi babamıza! Haddinizi bilin…

Yoksa biraz kötek biraz oda hapsi, bolca tehdit ve hakaret ile insanlığınızdan bezdirir sizi…

Hızını alamaz, egosunu tam okşayamazsa bu sefer başlar komşu evlere sataşmaya… İç işlerine karışmaya!

Nerede bozgun orada soygun misali, başka gerçekleri olan, başka hikâyeleri olan, başka hassasiyetleri olan, insani, ahlaki, vicdani duyguları güçlü olan herkesin sesini çıkarmasını engellemek için gece düşünür sabahın köründe duyurur! Aklına ne gelirse!

 Komşular, mahalle, şehir, heyyy duyun beni; “Gençler oturdukları yerden kıpırdamasın! Emekliler kapı dışarı çıkmasın, çenesini açmasın! Kadınlar elde afiş sokağa dökülmesin! Hele zıp zıp hiç zıplamasın!

Her konudaki yıllarını eğitimde, bilim yolunda harcamış  uzman kadrolar hadlerini bilsin! Siz her şeyi herkesten daha iyi bilen  babamdan daha mı iyi bileceksiniz!

Unutmuşum, emekçiler bulduklarıyla yetinsin!

Fakirlik Allahtandır, şükretsin herkes günaha girmesin!

Öğretmenler işlerini yapsın! Esnaf, sanayici, emeğiyle kazanan herkes  ağızlarını açmasın!

 Gazeteciler yazmasın!

Kimse elde kamera fotoğraf çekmesin!

Elleri arkada sakın ha sakın yürümesin!

Aydınlar konuşmasın! Sanatçılar görmesin! Yurttaş duymasın! Halk fikir beyan etmesin!”

 Onlar hep sussun, sadece babam konuşsun, reisliğini ispatlamaya çalışıp dursun! Hep o konuşsun, sadece ve hep o olsun!!

İyi de! Canım babamız, evimizin reisi dediysek ali kıran baş kesenimizsin de demedik ya!

Biz bu dünyaya kötek için, katledilmek için, sövülmek, aşağılanmak, yok sayılmak, maddi manevi işkence görüp insanlıktan çıkarılmak için gelmedik ki?

Babamız, reisimiz bile olsan  eninde sonunda, bir gün “ yeteri bilirsen yeter” deneceği hiç aklına gelmedi mi?

KAPATMAYACAĞIZ ÇENEMİZİ, OTURMAYACAĞIZ YERİMİZDE! tepkisini eninde sonunda alacağını hiç hesaba katmadın mı?

Kararlı, tutarlı, yürekli, duyarlı ev halkının yıllardır içten içe büyüttüğü onur kırgınlığı, haksızlıklara adaletsizliklere isyanını, insan olma değerlerinin yerle bir edilmesine, evin oda oda satılmasına ve biçareliğe mahkum edilmesine şiddetle HAYIR diyeceği hiç o her şeyi bilen aklına gelmedi mi babacığım?

Bir önerin var mı acımasızca ötekileştirdiğin bu evladına?