Bugun...


Sema TUNCEL

facebook-paylas
Nefret dolu bir ailenin çocuklarıyız! 01-12-2021
Tarih: 01-12-2021 09:45:00 Güncelleme: 01-12-2021 09:45:00


Bir aile düşünün, anne baba ve çocuklar.  O ailede sürekli kavga, hırs, ego, kardeşler arasında mukayese, o seni sevmiyor, aman dikkat fırsat verme yoksa seni şöyle yapar, vs fitneler sürekli yapılırsa ne olur?

O kardeşler nasıl hisseder, birbirlerine karşı duyguları ne olur?

Hepimizin kabulleneceği gibi, o kardeşler birbirine düşman olur, küser, eninde sonunda da o aile parçalanır dağılır...

İşte biz böyle nefret dolu bir ailenin çocuklarıyız yıllardır.

Halbuki cehalet ve kişisel egolarına yenilmiş anne baba rolündeki çıkarcılara rağmen, aklımızı kullanarak, BİZLER KARDEŞİZ, tabii hepimizin birbirinden farklılıkları olacak, zaman zaman kavgamız da dayanışmamız da olacak, ama gün gelecek birbirimize hep ihtiyaç duyacağız bilincinde olmayı başarsak!

Sevgi ile, hoşgörü ile kenetlenebilsek, birimiz mutluysak diğerlerimize de bu mutluluğun geçmesini hakkaniyetle sağlayalım desek bizleri kimse parçalayamaz. O egosunda yok olmuş, nefret saçan, bağnaz ve cahil, sözde ana ve babalara rağmen!

Bu hiç de zor değil, biraz vicdan, biraz sağduyu, hoşgörü ve sevgi yeter. Bu da sağlıklı ruh taşıyan her insanda var olan özelliklerdir. Az ya da çok mutlaka vardır, şayet ruhsal hastalıkları yoksa!

Neden olmasın? Neden başarmayalım?

Ama günümüzde, Türkiye’de, siyasetin uygulamaları ve kullandığı dil ile, bu ülkede birileri kendini bu ülkenin tek sahibi, kendinden olmayanı dışlayan ötekileştiren, horlayan ırkçı ve nefret dolu söylemlerle bezenmiş bir tavır içinde olanlar egemen ne yazık ki!

Siyasetin ötekileştirip kutuplaştıran söylemine medyanın taraflı ve kışkırtıcı,  nefret söylemlerini bir de insanların oturma odasına kadar taşıyan yandaş medya ile toplumun bir kesiminde düşmanca yaklaşımlar, nefreti bulaşıcı bir hastalık gibi her geçen gün yaygınlaşıyor.

 

Her yer nefret, her yer ötekileştirme ve fitne fesat dolu söylemlerle kardeşliği yok eden böl parçala yok et, darmadağın et mantığı taşıyor sanki!

Bu kadar mı akıldan uzaklaştık, bu kadar mı insani değerlerimizi kaybettik?

Ne oluyor bizlere?

Türkiye’de nefret söylemini ve sonuçlarını görmek için uzağa bakmak gerekmez. Açın TV’yi, üç beş kanal dışında, her yandaş kanalda yalanlarla bezenmiş nefret söylemi karşınızda…

Ne yazık ki politik yaşamda hırsa ve çıkara kapılanlar, iktidarı kaybetme korkusuyla kendi iktidarlarını ve kitlesel güçlerini bir arada tutmak için, toplumu parçalamaktan, nefret söylemini acımasız bir argüman olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Kimin umurunda! Yeter ki iktidar baki kalsın!

Bunu da "Benden yana olanlar ve bana karşı olanlar" diye gruplara ayırıp, nefret söylemi de kullanarak yapıyor ve sonuçta o "düşman" olarak tarif edilen gruplar da kendi içinde bir araya gelip biz-öteki düşüncesiyle aralarında derin uçurumların oluşturuyorlar. Tıpkı iktidarın istediği gibi…

Ama bu tür iktidarların çok yanıldığı bir şey var, insan doğası! İktidar düşmanlar yaratırken aslında kendi çemberini küçülttüğünün farkında değil… Çünkü sürekli düşman yaratarak karşısındaki grubu büyütüyor ve bir araya getiriyor! Bu arada farkında bile değil ama sağduyulu vicdanlı seçmenini de kendinden uzaklaştırıyor. Kendine oy verenler dışında tüm bir ülkenin yurttaşlarını terörist ya da terör destekçisi ilan ediyor! Sonra da tüm ulusu ümmeti sanıp, bu insanlarla nasıl bir yöneten-yönetilen ilişkisi kurmayı ve sürdürmeyi planlıyor? Mümkün mü bu?

İşte bu da her şeyi bilenlerin iktidarının ciltler dolusu yanılgılarından bir daha!

 “Nefret Kültürü’nün yerleştiği ve dal budak saldığı toplumlarda, yaşamı geliştirecek ve güzelleştirecek bir yapı kurmak mümkün değildir.” Friedrich Nietzsche

 



Bu yazı 7870 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI