Bugun...


Sema TUNCEL

facebook-paylas
“Sabah beni bir ağaca asılı bulacaklar “ 25-11-2021
Tarih: 25-11-2021 12:42:00 Güncelleme: 25-11-2021 12:42:00


“Ben yaptım oldu, ben sattım oldu, ben aldım oldu, ben huzuruma çağırdım oldu, ben seçilmişleri görevden uzaklaştırdım oldu, ben Felsefe öğretmenini vali yaptım oldu!” mantığıyla yönetilen bu ülkede Devletin öğretmen ihtiyacı ile mezun ve mezun olacak öğretmen sayısı arasındaki uçurum kaygı verici düzeye ulaşmış durumda.

 

Kimileri bir sözle öğretmenken vali olur, kimileri de yıllarca üniversitelerde dirsek çürütüp diploma alır, yıllarca sen yetersizsin deyip ataması yapılmaz, süründürülür!

 

Bu genç öğretmenlerin suçu ne? “Yetersizse” neden onları “yetersiz” yetiştiren fakülteleri kapatmıyorsunuz diye soran bizlere de her laf denir!

 

Keşke bu kadarla kalsa ama mümkün değil ne yazık ki!

MEB resmi web sitesinde yazılanlara göre, 2019 ve/veya 2020’de yapılan KPSS’ye girmiş olup Talim ve Terbiye Kurulu Kararı’nda belirlenen alanlara göre atama bekleyen potansiyel aday sayısı 500 bin 41’dir. Öğretmen ihtiyacı sayısı 74 bin 781 olarak belirtilmiş.

 
Şimdi biraz da, Sınava giren adaylara bakalım!

 

  2016 yılında sınava giren öğretmen adayı sayısında ciddi bir artış olup 5 milyon 800 bin seviyelerine ulaşmıştır. Fakat, aynı sınava 2018 yılında giren aday sayısı çok ciddi bir düzeyde düşerek 2 milyon 948 bin olmuştur. 

Bunun nedenlerini uzmanlar, birçok kurumun artık merkezi alım yerine sözleşmeli personel almayı tercih etmesi, devletin merkezi alıma ayrılan kadro sayısının düşürmesi, sınav ücretlerinde yapılan artışları karşılamanın zor olması, bu düşüşün sebepleri olarak açıklamıştır.

Sizlere üzücü, bir o kadar da düşündürücü bir hatırlatma yapmak isterim!

Geçtiğimiz Nisan ayında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a "Sayın Bakanım atama bekleyen bu çocuklar ne olacak? 60 bin demiştiniz 30 bin çıkmadı 20 bin çıktı bu çocuklar ne olacak dedi" diye soran Haluk Levent bir röportajında bakanın cevabını şöyle açıklamıştı:

"Atanamayan öğretmenlerin sorunu Milli Eğitim Bakanlığı'nda değil, sorun Maliye Bakanlığında!"

 

İşte böyle sevgili genç öğretmenlerimiz, bütçede her yere ayrılan devasa miktarlar eğitime, öğretmen atamalarında sayı arttırmaya, öğretmensiz okullara öğretmen atamaya gelince ne yazık ki Maliye Bakanlığı paramız yok diyormuş! Ben bilemem, Eski Milli Eğitim Bakanının sözleri bunlar!

 

Öte yandan, iktidarın; “Üniversitelere her türlü fikrin, eleştirinin yapılabildiği, araştırmalara her türlü desteğin verildiği özgürlük ortamını biz tesis ettik. Hedefimiz Türkiye’yi kendi vatandaşları ve dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmektir” sözünü hatırlayarak, her köşe başına, bodrum katlarına bile üniversite açanların ortada bıraktığı, işsiz, yarınsız, umutsuz gençliğin feryatlarına  da kulak verelim…

 

Hatta unutmayalım, düşüncelerini ifade etme biçimleri beğenilmediği için derhal hapse atılan, terörist denilen üniversite öğrencilerimizi de hatırlayalım!

 

Mezun olduktan sonra yıllarca iş bulamayan, atanamadığı için intihar eden, kendilerine güven duyulmayan, parasal sorunlarla, eğitim sistemiyle boğuşan, toplumun sürekli kendine biçtiği dar kalıplara sığdırılmaya çalışılan, kolay yaftalanan, ihtiyaç duyulduğunda; “bugünümüz- yarınımız”, pratiğe gelindiğinde ise; “gençler kim, onlar beceremez!” denilerek dışlanan tüm gençlerimizin vebalini kim üstelenecek?

 

Sözü fazla uzatmadan bir alıntı ile yazımı sonlandırmak istiyorum…

Atanamadığı için intihar eden öğretmen en son şunu paylaşmış;

 

“Sabah beni bir ağaca asılı bulacaklar/ Önce yalandan ağlayıp sonra unutacaklar.”

 

Sadece “kahretsin” diyorum…

 

 

 



Bu yazı 9350 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI