Bugun...


Yaşar EYİCE

facebook-paylas
TÜRK ÜNİVERSİTELERİ SÜREKLİ GERİLİYOR
Tarih: 12-05-2024 00:10:00 Güncelleme: 12-05-2024 00:10:00


Soner Kızılkaya ile Oğulcan Bakiler araştırmışlar. Buna göre; Türkiye'de üniversite öğrencilerinin sayısı artarken öğretim elemanı sayısı azaldı. Türkiye'de üniversite öğrencilerinin sayısı artarken öğretim elemanı sayısı azaldı. Dahası var… İki meslektaşımız şöyle anlatıyor: Türkiye’de AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar 79 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca 76 üniversite kurulmuştu. 22 yıllık AKP iktidarı dönemindeyse üniversite sayısı 208’e yükselirken her geçen yıl üniversiteye yerleşen öğrenci sayısı da artıyor. Peki yükseköğretimde kısa zamanda yaşanan bu büyüme eğitim kalitesine de yansıyor mu? İkilinin sorularını yanıtlayan akademisyenler, bu büyümenin, nitelikli öğretim elemanı ve bütçe yetersizliği sorununu beraberinde getirdiğini söylüyor. Araştırmalar da Türk üniversitelerinin akademik performanslarının dünya sıralamalarının altında kaldığını gösteriyor. 
ÖĞRENCİ SAYISI YÜZDE 3,18 ARTTI 
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kamuoyuyla paylaştığı verilere göre, 2023-2024 öğretim yılında Türkiye’de açık öğretim hariç üniversitelerdeki öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,18 artarak 4 milyon 245 bin 360’a çıktı. Bu öğrencilerin, 2 milyon 822 bin 626’sı ön lisans, 3 milyon 740 bin 171’i lisans, 409 bin 559’u yüksek lisans ve 108 bin 933’ü doktora programlarında öğrenim görüyor. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 81’i devlet üniversitelerinde, yaklaşık yüzde 19’u ise vakıf üniversitelerinde okuyor. Yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısıysa 1 milyon 949 bin 627 kişi oldu. Açık öğretim hariç örgün öğretime kayıt yaptıran öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2 arttı. 
ÖĞRETİM ELEMANI SAYISI AZALDI 
Üniversitelerdeki öğrenci sayısı artmasına karşın öğretim elemanı sayısında geçen yıla göre düşüş var. YÖK verilerine göre, 2023-2024 öğretim yılında öğretim elemanı sayısı, 184 bin 566’dan 184 bin 21’e indi. Öğretim elemanlarının 36 bin 740’ı profesör, 23 bin 933’ü doçent, 44 bin 741’i doktor öğretim üyesi, 36 bin 341’i öğretim görevlisi ve 42 bin 766'sı araştırma görevlisi olarak görev yapıyor. 

ÜNİVERSİTELERİMİZ 
SÜREKLİ GERİLİYORLAR 
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyadaki üniversiteleri akademik performanslarına göre sıralayan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Prof. Dr. Ural Akbulut, öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısının giderek azalmasının başarısızlık getirdiği görüşünde. Değerlendirmede bulunan Akbulut, ‘Üniversite sıralamalarında maalesef üniversitelerimiz sürekli geriliyorlar. 2010’dan beri hem Türk üniversitelerini hem de dünya üniversitelerini, en iyi üç bin üniversite şeklinde sıralıyoruz. Sıralamalarda sürekli olarak düşüyoruz. 15 yıl önce daha fazla sayıda üniversitemiz ilk 500’e girerken şu anda bu sayılar düştü, giderek de düşüyor’ dedi. 
DOĞRU DEĞİL 
ODTÜ’de geçmişte rektörlük görevinde de bulunan Akbulut, ‘Türkiye’de gelişmiş üniversitelerin sayısı 208 üniversite içinde ancak yüzde 10 civarındadır, bunlar dünya standardında eğitim veriyor. Araştırma açısındansa ancak yüzde 5’i dünya standardında diyebiliriz. Diğer üniversitelerin çoğunda ise dünya standardında eğitim yok. Kaliteli ve yeterli sayıda öğretim üyesi olmadan bu kadar çok üniversite açmak doğru değil. Anadolu’daki yeni üniversiteler doçent, profesör olan akademisyen bulamıyorlar. Az sayıda hocayla çok sayıda öğrenciyi eğitmeye çalışıyorlar. Araştırma yapma şansları iki nedenle sıfır; hem ders vermekten buna vakitleri yok hem de zaten araştırma için yeterli bütçeleri yok’ diye konuştu. Bütçe yetersizliğinin üniversitelerin en önemli sorunu haline geldiğini kaydeden Akbulut, ‘Ülkenin ekonomik durumu son yıllarda çok bozuk olduğu için üniversiteler şu anda para bulamıyorlar. Ben kendi üniversitemden örnek vereyim, ODTÜ Kimya Bölümü’nde ODTÜ’deki kimya dersi alan diğer bölüm öğrencilerine laboratuvar veremediler. Çünkü öğrencileri laboratuvara soktuğunuzda kimyasal malzeme alacak bütçe yoktu' dedi. 
DÜKKAN AÇAR GİBİ 
Türkiye’deki üniversitelerin popülist politikalarla plansız büyüdüğünü savunan Akbulut, ‘Pek çok ülkede üniversite sayıları makul düzeyde. Orada sempatik gözükmek için üniversite açılmıyor. Türkiye’de ise hemen hemen her milletvekili kendi şehrinde birkaç üniversite açılsın istiyor. Halbuki gelişmiş ülkelerde üniversite sayıları son derece sınırlıdır. Hepsi de kaliteli üniversitelerdir. Vakıf üniversiteleri açmak da o kadar kolay değildir. Gelişmiş ülkeler aklına esenin vakıf kurduğu ülkeler değil. Türkiye’deyse bir kısım vakıfların kurulma nedeni hemen bir üniversite açmak haline geldi. Çünkü üniversiteler bir ticarethane gibi görülüyor’ ifadelerini kullandı. 
67 YAŞINA KADAR 
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Karadağ ise profesör olduktan sonra da akademik performansın değerlendirilmeye devam edilmesi gerektiğini söyleyerek, ‘Bence Türkiye’deki en büyük problemlerden biri, bizim önümüze bir kriter konulduğu zaman biz kritere göre çalışıyoruz. O kriteri geçtikten sonraysa çalışmak gibi bir derde düşmüyoruz. Profesörlük meselesi de öyle. Ben 2016 yılında profesör oldum, 8 yıldır hiçbir makale yazmasam, hemen hemen hiçbir derse doğru düzgün girmesem üniversiteden beni çıkarmaları çok da muhtemel değil. 67 yaşına kadar ortalama 25 yıl devlet üniversitelerinde hiçbir şey yapmadan mesai saatimi doldurabilirim. Bunun önlemini alamadığımız sürece aslında rektörlerin de yapabileceği bir şey yok’ şeklinde konuştu. 
İŞTE ACI GERÇEK 
Karadağ, “Ben makale yazmıyorum, hiçbir şey yapmayacağım, sabah geleceğim odama oturacağım, akşam da saat beşte çıkacağım’ dediğim anda bunun aslında bir yaptırımı yok. O yüzden bir içsel motivasyona ve bir iş ahlakına da ihtiyacımız var” dedi.



Bu yazı 911 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI