Ülkemizde ne zaman büyük bir afet olduğunda hemen hemen herkes o meydana gelen olayın uzmanı oluyor. Herkes o konuda filozof oluyor. Herkes bir anda deprem uzmanı oluyor. Herkes yer bilimcisi ve yer analizicisi oluyor. Herkes her konuda uzman oluyor.
Herkes strateji uzmanı oluyor.
Kısacası herkes her şeyi biliyor. Bu işi bilen bu konularda uzmanlaşmış insanlara söz hakkı dahi verilmiyor. Kulaktan duyma ya da Google den okuduğu kadarı ile yanlış bilgiler vermeye çalışan bu insanlar, başka insanlarımızın da yanlış bilgi sahibi olmalarına vasıta oluyorlar.
Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?
Bilmedikleri bir şey vardır. Onca ölüm onca yaralı varken; Yalan haberler insanın vicdanında telafisi olmayan müebbed hapse mahkum eden bu söylemler insanın vicdanında büyük bir suç olduğunu da unutmamak gerekir.
Deprem yaraları daha sarılmadan yalan yanlış haberler, kafa karıştırıcı söylemler ister istemez korku ve paniğe yol açmaktadır. Deprem doğal bir afettir ve bu afetten kaçamayız. Ancak depreme karşı önlemler alabiliriz. Binaların kolunlarını kesmek ile eksik demir katmakla ,çimentodan çalmakla binalar yıkılmaya mahkumdur.
Depremin ne zaman olacağı belli değil, ne yapacağı bellidir. Cüzdan ile yapı denetim arasındaki sistem devam ettikçe daha çok canlar ölecek binalar da yıkılacaktır. Allah bu milletin birliğini beraberliğini bozmasın. Bu millet var olduğu müddetçe tarih yazmaya devam edecektir.
Kalın sağlıcakla…