Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
SABRIN SONU MU? 7-9-2019
Tarih: 07-09-2019 09:52:00 Güncelleme: 07-09-2019 09:52:00


Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan yaptığı en son önemli açıklamasında Türkiye'nin Suriye konusunda artık sabrının sonuna geldiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Eylül'ün son haftasına kadar Fıratın doğusunda gerekenin  kendi imkanlarımızla yapılacağını açıkladı.

Eylül'ün son haftasına kadar denilince, gerekenlerin önümüzdeki sayılı günler içinde yapılacağı anlaşılıyor.

Hayırlısı olsun ama çok zor da olsa yapılması gereken de bu idi. 

Sebep ise şudur: Amerika Suriye'nin kuzeyine daha iki gün önce 60 tır dolusu yeni silahı daha getirdi.

Binlerce tır dolusu bu silahları kim kullanacak? Ne sebeple kullanacak? Kime karşı kullanacak? Amerika buradan başka yerlere de silah sevkiyatı yapacak mı?

Bu soruların cevabını şu güne kadar Amerikan Yönetiminden ya da Pentagon'dan duyabilmiş değiliz.

Bu silahların parayla kiralanan  vekalet savaşçılarına  verildiği, PKK'nın militanları ile PYD'nin entegrasyonunu sağlayıp, Suriye'nin kuzeyinde bir butik kürt devleti kurmaya çalıştığı aşikar.

Bu durumda en büyük tehdidin Türkiye'ye karşı yöneltilmiş olacağı da kesin.

Şayet Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı gibi Fıratın doğusuna yönelik askeri temizlik harekatımız başlarsa bu durumun nasıl bir sonuç doğuracağı da merak konusu.

Acaba Türkiye neden böyle kısa bir süreyi esas alıp açıklama yaptı diye düşünenler ve Amerika ile güvenli bölge konusunda bizim istediğimiz ve öne sürdüğümüz şartlar kabul edilmediği halde bu ülke ile  işbirliğine razı olunmasının ve ülkemizde bir ortak karargah kurulmasının stratejik olarak uzun süreli bir çözüm işbirliğinin olumlu sonuçlar doğuracağına ve çözüme katkı sağlayacağına  inanmadığımızı mı anlamak lazım?

Düşüncemiz bu ise elbette çok haklıyız. Zira Amerika'ya rağmen bu ay içinde Fırat'ın doğusunda bir harekata girişilmesi zaruretini sınırlarımıza yönelen yeni sığınmacı akınına engel olmak dahil, PYD/YPG/PKK yapılanmasının ileriye dönük oluşturacağı tehdide karşı da Türkiye'nin güçlü bir şekilde kararlı olduğunu göstererek tedbir almasını sağlayacaktır

Türkiye epeyce oyalanmıştır. Verilen sözler tutulmuş olsaydı, Suriye'de bu gün Amerikan askeri kalmayacaktı. Trump bir taraftan bu yönde açıklama yaparken suçu kendinden önceki Başkan Obama'ya yükleyip, Obama döneminin icra planını gerçekleştirmekten de geri kalmamıştır.

Yani ABD samimiyetsiz davranmıştır. Her zaman bunu yapan sözde müttefikimiz, bizim için tarihin hiç bir döneminde asla bir tehdit sayılamayacak olan ve bizim gücümüz karşısında asla başarılı olamayacak olan terörist örgütlerle işbirliği yaparak bölgeye dair emellerini bir vekalet savaşıyla gerçekleştirmeye çalışmaktadır. ABD bu planına karşı çıkabilecek olan en güçlü bölge ülkesi Türkiye'ye karşı binbir türlü dolap çevirmiştir.

Anlaşılıyor ki artık Türkiye'nin bütün iyi niyetli yaklaşımlarına rağmen Amerika bildiğini okumaktadır. Öyleyse Türkiye de bildiğini okuyacak ve neye mal olursa olsun, kendi güvenliğini korumak ve geleceğini garanti altına almak için aktif bir tavır sergileyecektir.

.Peki Türkiye'nin başlatacağı yeni bir askeri harekata karşı başkaları ne yapabilir?

Türkiye böyle bir karar vermişse, artık karşıdan gelecek tüm tepkilere rağmen hedeflenen planını gerçekleştirecektir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Avrupalı dost ve müttefiklerimize de son uyarısını yapmıştır. Erdoğan, " Suriye'de güvenli bölge oluşturulmadığı takdirde kapıları açabileceğimizi " de ifade etmiştir.

Avrupa Birliği Komisyonu Sözcüsü Natacha BERTAUD hemen bir açıklama yaparak, Birliğin 2005 yılında Türkiye'ye sığınmacıları Avrupa ülkelerine yollamasın diye 6 Milyar Euro yardım vadettiğini, bunun şimdiye kadar 5.6 Milyarlık kısmının ödendiğini, üzerinde anlaşılmış olan bu miktarın dışındaki talepler konusunda diyaloğa her zaman açık olduklarını söyledi.

Bu açıklamanın aslında sığınmacıların Türkiye'ye maliyetinin yanında bir değeri olmadığı kesindir. Çünkü hala yıllardır vadettikleri parayı bile tümüyle ödememişlerdir. Avrupalıların verdiği paralar sığınmacıların kamplarını inşa amacıyla ve onların kontrolunda kullanılmıştır. Türkiye'nin kendi bütçesinden harcadığı 35 Milyar Dolar'ın Avrupalılar için hiç bir önemi (!) yoktur. Şimdi bir talepte bulunmamızı istediklerine bakılmamalıdır. Samimi değiller.. Geçmişte olduğu gibi bu günden sonra da Avrupalıların sözlerine güvenmemek gerekir. Hadi görüşelim deseniz yine bir 10 yıl bizi oyalayacaklardır.

Hulasa olarak, Batı dünyası asla Ortadoğu'daki meselelerin çözümü taraftarı değil, bu meselelerin asıl kaynağı olmaya devam edecektir.

Türkiye'yi Ekim ayı başına kadar çok önemli olaylar ve kararlar sebebiyle dikkatli olmaya davet etmek ve olabildiğince Devletimizin kararlarına tüm kesimlerin destek vermek konusunda hassas olmalarını temenni etmek durumundayız.

 



Bu yazı 3818 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI